Ve beklenen ayrılık yarın gerçekleşiyor. Hep ertelemek zorunda kaldığım, zaman zaman da işime yarayan askerliği aradan çıkarma vakti. Lise bitti iki yıllık üniversite, iki yıllık üniversite bitti açıköğretim derken zaman su gibi de akıp geçiyor farkında olmuyor insan. Daha liseye giderken askere gidenlerle dalga geçer, benim için o günlerin gelmeyeceğini düşünürdüm. Ama öyle olmadı tabi. Zaman öyle çabuk, öyle akıcı geçti ki yarın herşeye kısa bir ara verme zamanı.
Her ne kadar askerliği biraz daha ertelemek istesem de bazı sebeplerden dolayı gitmenin en iyi çözüm olduğunu fark ettim ve Ağustos ayında yaptığım başvuru neticesinde yarın birliğime teslim oluyorum. Bir aksilik olmazda dönersem eğer Nisan ortası gibi kaldığım yerden devam edeceğim hayata. Tabi dostlarım ile beraber.
Her ne kadar kısa görünsede ben öyle olacağını düşünmüyorum. Hele de arkanda sana ihtiyacı olan insanları bırakıp gitmek çok zor. Her insan şanslı doğmuyor sonuçta. Bakmak ile yükümlü olduğunuz, 4 yıldır hayatınızı bir şekilde paylaştığınız bir insanı bırakıp, kısa bir süre de olsa ayrılığı yaşayacağım gerçeğini değiştirmiyor.
Bir çok kalp kırdım belki de şu ana kadar ki hayatımda. Hiçbir zaman kırmak istemediğim kişileri kırmış da olabilirim. Ama insan durup düşündüğünde hayatın çok da kısa olduğuna karar veriyor. Bir çok insan tanıyorsun, bir çok insan ile iletişimde bulunuyorsun. Tabi bunlar gerçekleşir iken birilerini kırmamak mümkün olmuyor. O yüzden bu yazıyı okuyan, okumayan kırdıklarım var ise helal etsin hakkını. Malum askerlik bu gidip de dönememek, dönüp de bulamamak var.
Kısa bir ara için ayrılıyorum aranızdan, kendinize çok iyi davranın.